Dünyaca ünlü yönetmen Christopher Nolan’ın ürettiği her yapımla küresel ses getirmeyi başardığını söylemek abartı olmaz diye düşünüyorum. Zaman kavramıyla baş edemediği belli olan Nolan, son açıklamalarıyla gündeme geldi. Neden zamana takıntılı olduğunu detaylı bir şekilde anlatan ünlü yönetmenin sözleri oldukça ilgi gördü.
Kaynak:https://movieweb.com/christopher-nola…
36 Oscar adaylığı ve 10 ödülü bulunan Christopher Nolan, yaptığı yapımlarla dünya çapında 6 milyar doların üzerinde hasılat elde eden bir yönetmen.
Neredeyse her yapımında zaman kavramını ele alan Christopher Nolan’ın bu takıntısı, 2000 yapımı Memento filmiyle ele alınmaya başlandı.
Memento’dan bu yana adım adım tartışılan ve izleyicinin ağzını açık bırakan zaman kavramının kafa karışıklığı birçok sinemada da karşımıza çıktı.
Inception, Interstellar, Dunkirk ve Tenet’i izlerken “saat kaç?” diye düşündüm. Beynimizi uyuşturan Nolan yapımları arasında yer alıyor.
Son olarak temmuz ayında vizyona giren ve başrolünde Cillian Murphy’nin yer aldığı Oppenheimer filmiyle başımız belaya girdi.
Peki CGI kullanmadan efsaneler yaratan usta yönetmen Christopher Nolan’ın neden zaman kaygısı taşıdığını hiç merak ettiniz mi?
New York City Üniversitesi’ndeki Graduate Center’a verdiği röportajda Nolan, zaman kavramının filmografisinde neden vazgeçilmez bir tema haline geldiğini şöyle açıkladı:
‘Zamana neden bu kadar ilgi duyduğum aslında bana çok sorulan bir soru. Buna cevabım her zaman onun içinde yaşadığımdır. Kaba gibi görünüyor ama gerçek bu. İnsan deneyimimizin en temel parçası, dünyayı nasıl algıladığımızın zamanla tanımlanmasıdır. Sinema bunun üstesinden gelmek için benzersiz bir şekilde uygundur. Birkaç yıl önce Wired dergisi için bir şeyler yazmıştım. Zamandan ve bunun sinemayla olan ilişkisinden bahsediyorduk ve ben de bir sinema çalışırken hiç projeksiyon kabininde bulunup bulunmadığınızdan ve bazen, benim gördüğüm gibi, sinemanın makaradan çıkıp çıkmayacağından bahsediyordum. yere düşmeye başlayın. Zamanın ve akışının bu kadar dramatik bir temsilini daha önce hiç görmediniz. Bu çok korkutucu. Özellikle çalışan bir IMAX baskısında.’
“Üç saatlik IMAX filmimiz 18 mil uzunluğunda. Bu büyük tabakta çok fazla zaman var. Bu yüzden aslında zaman mekanizmasının, geleneksel film gramerinin zamanı ele alma biçiminin ve zamanın tasvirinin inanılmaz derecede karmaşık olduğunu düşünüyorum.”
“Ve benim yaptığım filmler aslında çok daha kaba. Mekanizmayı gösteriyorlar, mekanizmaya dikkat çekiyorlar. Zaman ile filmler arasındaki ilişki bence kameranın bir zaman makinesi olması. Zamanı yakalıyor.”
“Film kamerasının ortaya çıkmasından önce hiç kimse hiçbir şeyi tersten görmemişti. Hiç kimse bir şeyi ağır çekimde ya da hızlı çekimde görmemişti.”
Christopher Nolan’ın filmleri ve zamana olan ilgisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Haydi yorumlara…
